1087 entry daha
  • derwall’in yaklaşık 40 sene önce galatasaray’da yaptığı futboldaki mantalite devrimini asla yapamamış olmasıdır.

    bu devrim sadece galatasaray’ı değil türk futbolunu da komple değiştirmiş bi devrimdir ancak bunun kıyısından köşesinden dahi nemalanmak, fenerbahçe’nin işine bir türlü gelmedi. sanırım bunun da sebebi, işin kökeninin galatasaray olması olabilir.

    galatasaray camiasında patron, teknik direktördür. bugüne kadar hiç duymamışsınızdır bir galatasaray başkanının devre arasında soyunma odasına inip de şu oyuncuyu çıkar, şunu al falan tarzında bi yaklaşımını. galatasaray’ın yönetimleri kulübü yönetmekle görevlidir. futbolun patronları ise her zaman teknik direktörlerdir.

    fenerbahçe camiasında patron, kulüp başkanıdır. hocanın isminin büyüklüğü dahi önem arz etmeden herhangi bir fenerbahçe başkanı, gidip hocaya teknik, taktik, futbolcu tavsiyesi falan verebilir. çünkü kendisinde o yetki var sanrısındadır. futbolun patronu da fenerbahçe’de her zaman başkanlardır. (zaten 30 yılda hepi topu 3 başkan gördüler, 3’ü de birbirinin çok benzeri profiller). kulübün efsane futbolcusu alex olayında da işin merkezinde başkan vardır, ersun yanal gönderilirken de.

    derwall’in galatasaray’da yaptığı devrimlerin en başında da işte bu olay gelir. devrim dediğiniz şeyin sancılı olmaması mümkün değil. derwall’e karşı çıkan bir sürü isim vardı galatasaray’ın içinde. onun taleplerini gördükleri anda ses yükseltmişlerdi çokça. derwall, tesislerde çim saha olmazsa gelmem dediğinde “gelmezse gelmesin” diyen o kadar çok kişi vardı ki. işte asıl devrim o insanlara derwall’i ve derwall’in isteklerini kabul ettirerek yaptı galatasaray ve futbol antrenman tesislerinin tamamı çim yapıldı, daha bazı futbol takımlarının statları bile toprak zeminken.

    sürekli olarak aziz yıldırım’a atfedilen “tesis yaptı” algısından 20 yıl önce yapılan bir tesis devrimidir bu. pek kabul görmez nedense ama gerçekler de bükülemez.

    derwall sayesinde futbolda patron teknik direktördür diyebiliyoruz işte galatasaray’da. torrent falan varken de bu böyleydi, derwall’den eğitim alan fatih terim, mustafa denizli gibi isimler varken de.

    fenerbahçe’de ise bunu asla söyleyemeyeceğiz gibi duruyor, en azından yakın gelecek için. en yakın örneklerinden biri de ismail kartal’ın süper kupa mücadelesi öncesinde aldığı 3 günlük rapordur mesela.

    uzun süreli başkanlık yapmak aslına bakarsanız o kadar da kötü bir şey değil. yani başlı başına “uzun süre başkanlık” kötü bir şey değil demek istiyorum.

    bunun en iyi örnekleri de futbolun beşiği ingiltere’dedir. büyük kulüplerin yakın zamanlı arap, amerikan, rus satın alma işlerine bulaşmadan önceki geçmişlerini kısa bi araştırın. kulüp başkanlarının 20-30 yıl görevde olduklarını göreceksiniz. ancak hiçbir zaman gündemde olmadıklarını, hatta belki tanınmadıklarını dahi göreceksiniz aynı zamanda.

    ama mesela city dediğimiz zaman aklımıza tek isim geliyor, pep. zamanında manchester dediğimizde sir alex ferguson deriz, arsenal dediğimizde arsene wenger deriz, bu kulüplerin sahiplerini ya da başkanlarını saymayız.

    tıpkı işte galatasaray’da fatih terim dediğimiz gibi, mustafa denizli, feldkamp dediğimiz gibi, şimdilerde ve yakın gelecekte de sıklıkla okan buruk diyeceğimiz gibi.

    galatasaray 2000 yılında uefa kupasını kazandı muhabbetinin açıldığı hiçbir ortamda faruk süren’in adı geçmez. terim denir. hagi denir.

    ama fenerbahçe 6 yıl önce yeni başkanını seçerken dahi, geçmişinde de sıklıkla yaptığı gibi kongresinde bile “ali koç başkan, fenerbahçe şampiyon” der.

    neyse sözün özü, fenerbahçe tek adamlıktan, biatçılıktan ve başkanlarının her şeye ve her konuya dahil olması, baskın karakter olması, tek başlarına karar verici olması durumundan vazgeçmediği sürece futbolda başarı sürekliliğini kazanacağına asla inanmıyorum şahsen.

    teknikler, taktikler, maçlar, başkanlar, futbolcular, teknik direktörler geçicidir. önemli olan mantalitenin kalıcı bir biçimde yerleşmiş olmasıdır. bu sebeple isimler sürekli değişse de galatasaray 40 yıla yakın bi zamandır “winner” kulüptür.

    ve yine bu sebeple fenerbahçe, jupp derwall’in yaptıklarını örnek almalı, benimsemeli ve özümsemelidir.
  • "dış güçler" falan olmayan sebep. tamamen kendisiyle alakalı. ben ne maç izlerim, ne doğru düzgün takip ederim futbolu. ama ne zaman bu sözlükte bir hengame olsa açar bakarım nolmuş diye. kim ne iddia ediyor, neye itiraz ediyor, neyi savunuyor ona bakarım. hobim gibi bir şey. genelde gördüğüm fenerbahçe taraftarının suçu en olmadık yerlerde araması ve yönetimlerinin kendi çıkarları için ortaya attığı zihniyeti doğru veya yanlışlığına bakmadan savunması oldu. yapay bir mağduriyete sıkı sıkı sarılan hangi kuruluş olursa olsun başarısız olmaya mahkumdur.

    rakibi galatasaray her zaman ilk 3 sıra takımı değil. yeri geliyor çok alt sıralarda bitiriyor ligi. sonra bir bakıyorsun en üste çıkıyor. peki niye? çünkü galatasaray'da kimse çivi çakamıyor. başarısız olan başkan olsun, futbolcu olsun, teknik adam olsun, "camianın çocuğu" olsun gönderiliyor. sürekli bir devinim var. fenerbahçe'ye bakıyorsun, başındaki adamlar kendi bırakana kadar çivi çakıyorlar. gariptir ki başarılı geçen yıllardan sonra gelen ve gram başarı elde edememiş başkanları hala yerinde duruyor ve kimse gönderemiyor. adam kendini kurtarmak için mağduriyetlerden mağduriyet seçiyor ve taraftar arkasında duruyor. toplu bir akıl tutulması var sanki. bilmiyorum.

    sonuç olarak 10 yılın birikmiş acısı ve bu sene finale çok yakın olunmasından dolayı bu akıl tutulması en üst noktaya çıktı. "ya biz şampiyonuz ya da bu lig şaibeli" noktasına kadar geldi iş. bilmiyorum bu böyle daha ne kadar devam edebilir. kimse de demiyor ki rakibim daha güçlü veya iyi olabilir... bu olaylar, açıklamalar, "protestolar" neticesinde iyi giden takımı da moralman çökettiler haberleri yok. zaten ölüm kalım maçlarında fenerbahçe'nin ölmesi durumu bundan dolayı. ortamı gerip, antipati yaratıp, stresi arttırınca hem kendi takımları hem rakip takımlar buna göre oynuyor. işler öyle bir noktada ki "bize karşı çok hırslı oynadılar, şike var" noktasında artık işler. evet size karşı hırslı oynuyor olabilir rakipler. bunun hiç susmayan ve herkesi suçlayan ağızlar olabilir mi sebebi? ayrıca rakibi iyi oynamakla suçlamak neyin nesi?

    bu arada ne fenerbahçe ne de galatasaray iyi takımlar. ikisi de avrupa'da 10'da 20'de 1 değerindeki "köy" takımlarından 4 5 6 yiyebiliyor. o yüzden iki takımın taraftarı da kendi takımlarına güvenmemeli ve körü körüne savunmamalı bence. ha şaibeler, kayrılmalar? bütün sezonki iddiaları takip ettim. maçları izlemediğimden sadece bu belli başlı olayları biliyorum. diyeceğim şu ki galatasaray kayrılıyorsa fenerbahçe de kayrılıyor. hangisi daha çok kayrılıyor belli değil. kayrılıyorlar mı yoksa kötü mü yönetiliyor maçlar o bile belli değil aslında.
  • muslera
  • bir galatasaraylı olarak bunu sadece bir kez yazarım. bundan sonra elbette ali koç'un kalması için o yönde yorumlar yaparım.

    ama bu akşamlık yorum yapmak gerekirse; 10 yıllık sürecin en azından kendi dönemi için olan kısmının sorumlusu ali koç'tur.

    bu sezon, takımı iyi giderken saçma sapan devre arası transferleri yapmasa fenerbahçe bugün hala önde olurdu.

    takımın motivasyonunu bozacak saçma sapan demeçler vermese yine öyle.

    erteletmek için uğraştığı, u19'la çıkmayı tercih ettiği süper kupa maçına as kadroyla çıkıp mantıklı olanı seçse; karagümrük maçının ertelenmesini kabul etse yine öyle. üstelik büyük ihtimalle süper kupa sahibi, konferans ligi finalisti olurdu fenerbahçe.

    ve bu saatten sonra, yine göreve devam ederse şampiyon olamaz. adam diyor ki "ben başkan olduğum sürece fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar"

    ee, olma o zaman. sen kendini cumhuriyetin yılmaz bekçisi, ne bileyim ülkenin en delikanlı muhalifi olarak falan görüyorsun ama yanından bile geçemezsin. trollerini kandırırsın.

    ha güya aday da olmayacaktın ama bir yandan da harıl harıl düşünüyorsun: "acaba nasıl r yapar da bu başarısızlığıma rağmen aday olabilirim" diye.

    düşün, büyük ihtimalle şampiyon olacak üstelik bunu 2.kez yapacak ezeli rakibin galatasaray'ın başkanına ciddi muhalefet var. briç şubesi, florya, riva gibi konular bile milleti rahatsız ettiği için sorguluyor. fenerbahçe'de ve sende bu yok. hala tek adaylı, çıkacak adayın senden icazet beklediği bir ortamdasınız.
  • en büyük nedeni fb düşmanı akp ve gs'lı federasyon yönetimleri.
    fetö + fanatik gs'lı tff başkanı haluk ulusoy( 7 yıl tff başkanı oldu, gs kollamayı bırak hamilik yaptı.)
    "türk futbolu galatasaray
    tarafından kuşatıldı futbol
    federasyonu başkanı
    galatasaraylı yönetim
    kurulu üyeleri
    galatasaraylı hakemler
    mhk baskani bu bitmedi
    pendikspor, tuzlaspor,
    eyüpspor bunların
    baskanlari da hem
    galatasaraylı hem kongre üyeleri al gülüm ver gülüm"
  • antalyaspor neden olamıyorsa fenerbahçe de aynı sebepten olamıyor. takımda her yıl mutlaka bir eksik bırakılıyor. ya teknik direktör ya da belli bir mevkide oynayan oyuncunun kalitesizliği sebebiyle olamıyor. şampiyon olamamayı siyasi olaylara bağlayanlar içleri rahat edecekse işi amerika'nın oyunlarına kadar götürebilirler.*
    not: türkiye'nin en büyük takımı galatasaray'dır.
  • manchester united 2012 den beri neden epl şampiyonu olamıyorsa aynı sebeptendir.
  • gs 2021-2022 sezonunda ligi 13. bitirdi. o dönem gs kulüp başkanının adını hatırlayan var mı? 13. olduğu yıl dahi tff ve hakemlerle ilgili bu kadar konuştu mu? son olarak, fenerbahçe ligin ilk yarısında yenilmesi ve puan kaybetmesi neredeyse imkansız bir ritimle futbol oynuyor önüne gelene 4-5 atıyordu, bu ritmi bozan yine kendileri oldu. maçlar sahada kazanıldığı halde sürekli saha dışında çok bel altı bir sözüm ona mücadele yürüttünüz, mücadele dediğiniz konsept içinde galatasaray için beka sorunu dediniz, iç işleri bakanı bunlara operasyon yaparsa şaşırmayın, bile dediniz; ama rakibiniz sadece futbola ve futbolcularına harcadı tüm enerjisini.
  • dış güjler,fetö,tff,mhk,öss,ösym,kpss falan değildir bahsedilen aynı dıj güjler diğer sarı takıma da yardım ediyor size de ediyor inanmayan her hafta açılan başlıklara bakın yazılan şeyler hep aynı:

    x tarihinde fenere verilen penaltı.
    y tarihinde gs ye verilen penaltı.
    x tarihinde fenerin attığı gol
    y tarihinde gsnin attığı gol
    x tarihinde fenere verilmeyen kırmızı kart
    y tarihinde gsye verilmeyen kırmızı kart

    bakın bu liste uzar gider. bütün bir sene bu rakip görünen iki taraftar kitlesi rakip takıma hep aynı boklamaları yaptı hem de bir gün arayla. aha sözlük burda açılan başlıklarda yazılanlara bakın ne dediğimi anlarsınız.

    iki takımın maçlarında ne rezalet kararlar çıktığını herkes izledi.sonuç olarak iki camia da birbirinden iğrenç.

    malum trabzon maçı bir şeyler oldu üstü kapatıldı bilmem kaç maç ceza alması gereken bir dünya topçu ya hiç sevk edilmedi ya da birer maç verilip üstü kapatıldı.bu konuda fener resmen kollandı.

    trabzon maçında teknik adam ve yönetimin amatörlüğü. aga sizin trabzon'da otobüsünüz kurşunlandı. trabzon'da saha ortasında kutlama yapmak nedir? hiç mi maç öncesi konuşulmadı,uyarılmadı topçular. "maç bitince direk soyunma odasına gideceksin" dense fener hiç yıpranmadan tam motive lige devam ederdi.hadi yabancı futbolcular konuyu bilmiyor diyelim ortalığı alevlendiren türk futbolcular olması ayrı bir zeka sorunu.

    konuya dönecek olursak.

    fenerin sıkıntısı kendini bir şekilde krize sokması.geçen sene jesus varken her şey iyi gidiyorken durduk yere bir 5.yıldız muhabbetti başlattılar. federayona cephe aldılar,taraftar durduk yere strese girdi bu haliyle futbolculara yansıdı. lan sezon bitsin bir öyle yapın bu tartışmayı ne acelesi var da siz kendinizi kasıyorsunuz durduk yere ortamı kasıyorsunuz?

    bu sene yine her şey iyi başladı sonra kendilerini yine bir final muhabbetinin içinde buldular. 1 aydır futbol oynanmayan ülkede 4 gün arayla iki maç yapacağız diye ağladınız avrupa'da takımlar nasıp oynuyor? haftada 3 maç yapacağın kısacık bir dönemi bile atlatacağın kapasiten yoksa şampiyon olamazsın zaten.çıkın oynayın işte ne durduk yere kendi konsantrenizi bozuyorsunuz.

    iyi kadro yapıp kötü teknik adam getirmek. ismail kartal nedir allah aşkına dipçik gibi batsh varken sahada yürüyen dzeko'yu 90dk oyunda tutmak için teknik adam olmaya gerek yok. sadece iki maçta batsh ilk 11 başlasa fener şu an şampiyonluğun ve çok daha önemli olan avrupa konferans liginin net favorisiydi. daha fred,ismail,ferdi gibi konulara girmiyorum bile.

    iyi teknik adama kötü kadro vermek.jesus geliyor ama takıma bakıyorsun forvet yok lan kim gol atacak o uzay futbolu oynayan fenerbahçe geçen sene son hafta beşiktaş 2-0 dan konya'ya puan vermese ligi 3. bitirecekti.

    yıllardır abuk olaylar karşısında profesyonelce davranılmadığı için fener kendini bir şekilde krizde buluyor.

    fener kendini durduk yere krize sokmamayı başardığı an başarı sağlar. yeter ki yöneticiler boş beleş işlerin peşinden koşmasın.
  • konyaspor’dan 3 yemesiyle şampiyonluğu kaybettiği için
275 entry daha
hesabın var mı? giriş yap